Wednesday, March 5, 2014

Naçizane

Merhabalar,

Daha önce zaten yazmıştım, bir yerlere. Neşet Ertaş'ı anıyorum bugün, naçizane. Teknolojinin en güzel nimetlerinden, onun sesini duyabilmek. Bir 'tık'la e-maillerimize ulaşabilmek falan değil. Her neyse feci doluyum bu gece, bira şişeleri boşaldıkça ben dolmuşum. Yazmak için bu kadar alkole ihtiyaç var mı diye sorarsanız size ne? Bırak kas yapmak isteyen proteinle doldursun vücudunu, ben efkarla doldurayım.

Ayrıca, sen nereden bileceksin, ben buraya ancak cümlelerimin içinden rasgele seçilen kelimelerle anlaşılabilecek hislerin hissedilebilmesi için yazdığımı? Aklımdaki, yüreğimdeki tüm şeylerin, aslında bir alman iş adamının ajandası olmak için tasarlanmış bir not defterinin içinde saklandığını? Artık biliyosundur, demek istedimki ben de yazıyorum. Yazabiliyorum çok şükür, nihayet hissedebiliyorum. Hep vardı bu, küçükken Sadri Alışık filmlerini izlerken ağlardım, başka zaman hiç ağlamasam da. Ağlardım çünkü insanlar onun neden bir küçük çocuğa yardım ettiğini anlamazdı, yasaları ve paraları düşünürlerdi. Hala aynı, ben hala o küçük çocukları, yardıma muhtaç çocukları düşünüyorum, sizse her geçen gün bir bir eksiliyorsunuz benim yanımdan. Unutuyorsunuz o güzel filmleri, unutuyorsunuz "efkar"ın bu topraklara ait olduğunu, sonra çekip gidiyorsunuz küçük işlerin peşine.

Muhsin Bey'i unutuyorsunuz mesela, onun ne kadar içten ve saf sevebildiğini, ve bunların uğruna vazgeçebildiklerini. Unutuyorsunuz önemli olanın aslında Osman gibi her şeyden vazgeçip doğruyu seçebilmek olduğunu. Sizi suçluyorum ya, ben de bazen unutuyorum o yüzden. Ne yaparım bilmiyorum, hani ölücem ya en fazla 50 sene içinde falan, bi çok şeyi değiştirip, kış akşamları Çanakkale'deki evimin balkonunda peynir tenekelerinin içinde ateş yakıp, siz ellerinizi ısıtırken size çay mı getiririm, yoksa Avrupa'nın bilmem hangi şehrinde, çalıştığım üniversitenin lojmanında mı kalırım? En çok birinci olsun istiyorum, paranın var oluş nedenini anlamıyorum. Kitapların var oluş nedenini anlıyorum, müziğin var oluş nedenini hissediyorum ne var ki paranın var oluş nedenini, dahası insanlar için önemini anlamıyorum. Yanlış anlaşılmamak için düzeltiyorum, paranın fazlasının önemini anlamıyorum.

Diyeceğim o ki, izlenecek sayısız güzel film, anımsanacak sayısız ezgi var. Aslında diyeceğim bir çok şey var. Ama sizin ilginizi çekmezki. Bir suçlama değildi bu, çekmez işte neden çeksin. Yarın gün doğacak Almanya'ya ve Türkiye'ye, ben kütüphaneye siz iş yerlerinize gideceksiniz, bunlar unutulmayacak ama zihnin derinliklerine itilecek, yine yüz hatları önceden belirlenmiş konumlarına getirilecek ve kronometre başlayacak. Lanet olsun ki daha iyi anlatabilmek için yeterli kelimelerim yok.

Daha yazacak çok şey var ama, hey yavrum hey!

İyi geceler hepinize,

Ahmet Mert