Thursday, November 15, 2018

En çok korktuğum nedir?

Gecenin sorusu bu. En çok neden korktuğumu soruyorum kendime. Cevaplaması düşündüğüm/düşünebileceğimden daha zor ancak yine de cevapsız kalmayacak sanırım. İrem bu soruyu bana sorduğunda bu gece aklıma ilk gelen cevap hala geçerliliğini koruyor. Hala kendimi daha büyük korkularımın olabileceğine ikna etmeye çalışsam da, yine de biliyorum ki en büyük korkum, aklıma ilk geleni..Vasatlık.

Neden vasatlık, ne zamandan beridir böyle bunu gerçekten bilmiyorum. Ama bana öyle geliyor ki kendimi bildim bileli, 1. sınıfa giderken dahi ödevlerimden daha fazlasını yapmaya gayret gösterirken, daha iyi bir basketbolcu olmaya çalışırken, elimi neye atarsam atayım hep daha fazlası olmak için çırpındım durdum. Aksini yapamadığım içindi bu, yapmadığım için değil. Demek istediğim, bunun pek de bilinçli bir seçim olmadığı.

Peki soruyorum, vasatlık korkusu hırslı olmak demek midir? Gözünü karartmak ve bencilleşmek midir vasatlık korkusunun yol açacakları? Ya da sadece farklı olma çabası mıdır vasatlık korkusu dediğimiz? Bence bunların hiç birisi değil. Ne gözünü karartıp, bencilliğe sebebiyet verecek bir hırs gösterisi, ne de sadece farklı olmak/aykırı olmak için yapılan gelişigüzel davranışlar oluşumudur bahsettiğim. Peki nasıl tanımlayabilirim bu kendimce vasatlık korkusu dediğim halet-i ruhiyeyi?

Vasatlığın yanına hemen bir kelime daha eklemek istiyorum bu tanıma başlamadan önce. Vasatlık ve atıllık korkusu. Atıl olmaktan, işleyememekten, düşünememekten, üretememekten korkuyorum. Hareketsizliğin getireceği paslanmaktan korkuyorum. En basit tabiriyle boş kalmaktan korkuyorum. Sanki bir anın bile boş geçmemesi gerekirmiş gibi. Dinlenmeler, eğlenmeler bile daha verimli çalışabilmek, üretebilmek için gereksindiklerimmiş gibi. Dedim ya, bir anın bile boş geçmemesi. Yazdıkça farkettiğim şu ki, ben zamanın geçmesinden ve kendimi gerçekleştirememekten korkuyorum. Kendimi nasıl gerçekleştireceğim sorusunu ne kendime soruyorum ne de bunun üzerine düşünüyorum. Lakin biliyorum ki bu benim hayat gayem ve, biliyorum ki bunu gerçekleştirene kadar asla durmayacağım. Ki zaten duramıyorum.

Bunları yazmasaydım, bu sonuca ulaşamayacaktım. Yazmasaydım, bilmeyecektim.

Mert